Temizlik kadar sevmediğim bir aktivite yok heralde.
Gereksiz bir zaman kaybı. Zaten günü işte geçiriyoruz, serbest zamanı artırmak için uykudan ve sağlığımızdan feragat ediyoruz, bir de bu vakti temizlikle doldurmak, bana insanoğlunun aciziyeti geliyor.
Bunu, ben yapmasam başkası yapsa, demiyorun. O insanlara da yazık. Her gün iş olarak; başkasının pisliğini temizlemek hoş olmasa gerek.
Bence okullarda bunu öğretmeleri lazım. gerçi biraz öğretiyorlar ama öğrettikleri temizliğin önemi. Bakın çocuklar, o küçücük beyinlerinizle bağıra çağıra dolaşıp, üstünüzü pisletiyorsunuz ama bir gün oyun oynadığınız tüm vakitlerde temizlik yapacaksınız deseler, biraz haber verseler iyidi. Sürekli temizle temizle, önlüğün kirlenmiş demek yerine, lekeli önlükle yaşamayı öğretselerdi. Ayağımızın çamur olması, anormal olmasaydı mesela.
Daha önce tüketim çılgınlığıyla, kapitalizmin bizi nasıl canavarlara dönüştürdüğüyle ilgili çok yazdım ama bence aç gözlülüğün bedeli ve hep daha fazla, hep daha yeni, hep daha iyi takıntısının en büyük sonuçlarından bir tanesi de, temizlik ihtiyacı.
Das Kapital’e ayet gibi güncelleme olarak, temizlik bağlantısı da eklenmeli.
Ne kadar çok sahip olursan o kadar temizliyorsun ve hayatı o kadar az yaşıyorsun.
Kapitalizmin buna cevabı basit. Daha çok kazan ve başkası yapsın. Bu iki yüzlülük de, beni bitiriyor. Sorsan köleliğe karşı herkes.
ama para veriyoruz. bununla hizmet alıyoruz.
Sen yapsana o zaman o işi! Parayla her şeyi yaptırabileceğini zanneden insanlara, yaptırdığı şeylerin normal olduğunu zanneden insanlara uyuz oluyorum. Bir dönemler kölelik de, normaldi mesela. Çıkıp kimse, onlar da insan demezdi sanırım.
Kölelik dışında, işin içinde cinsiyetçilik de var, sınıfçılık da var. Mesela kimse eve erkek temizlikçi almıyor ama işlerine gelince bazı mesleklere fiziksel güç gerektirdiği için erkek işi denilebiliyor. İşine gelince aa bak Hindistan’da kast sistemi var diyorsun hatta cumhuriyetin aşiretlere savaş açtığıyla övünüyorsun ama gücü alınca kendi krallığını da kuruyorsun mesela.
Bir de işin çevreye zararı var. Sen parayla birine temizlik yaptırınca, satın aldığın o zamanla ne yapıyorsun? TÜKETİM! Daha çok arz, daha çok pislik. Pislik sadece evden ve sahip olduklarından ibaret değil ki, dünyayı da pisletiyorsun.
Nereden nereye?
Bazen düşünüyorum eskiden nasıldı diye ama çok eskiye de gitmeye gerek yok. Aynı temizlik sstandartları bundan 40 yıl öncesinde bile yok. Aldığın her şeyi temizlemek zorundasın, toz almak zorundasın. Ev, evdeki eşyalar, araba, yazlık, giysiler hatta sahip olduğun evcil hayvan ve yaptığın çocuklar. Her şey temizlenmeli. İşin zaman yükü inanılmaz.
Kapitalizmin sonucu, çok çalış, az kazan, hepsini harca ve daha çok al alışkanlığı aslında ömür boyu temizlik üyeliği gibi bir şey. Bu da yetmiyor, sürekli daha çok kazanma hayali, başaramayınca borçlanma. Sebebi ise, parlak eşyalar alıp, temiz tutmak.
En basidinden, giydiğimiz giysileri yıkamak bile yetmiyor. Ütüsü, bakımı, koruması. Malzemeye bu kadar değer verirsen, onun kölesi olmak da kaçınılmaz oluyor.
Tozlu raflardan eski bir kitap aldım. Kokusunu içime çektim. Açtığım her sayfada yazılanların dışında, kitabın yaşanmışlığı beni bir zaman tüneline soktu.
Bugünün dünyasında, o tozlu raflar ya çöpe gider ya da kitaplar aşırı temizlenmekten yıpranır ya da kokusuz plastik sayfalarla yepyeni bir kirliliğe neden olur. Halbuki ne suçu vardı tozun. Masumca öldürüyordu.
Zaman Hırsızlığı
Vergiler biraz artsa, dünyanın her yerinde insanlar söyleniyor. Paramız çalınıyor diye. Tercih olduğu için olsa gerek, kimse toz almaya ve temizlemeye ayırdığı vakitten şikayet etmiyor.
Temizlerken şu da dikkatimi çekiyor, bazen bir şey buluyorum. Aaa bu duruyor muymuş diyorum. Aslında ilk aldığımda, ‘önemli’ bir eşya olarak görüyordum. Bu bile evdeki eşyaların %99’unun gereksiz olduğunun bir kanıtı.
Başarısızlık
Pislik ve düzensizlik, kapitalist dünyada başarısızlık olarak görülüyor. Tıpkı düzene uymayan hayatlar gibi. Dağınık insanlara benim saygım daha fazla. Hem olduğu gibi olan insanlar, hem de etik ve ahlak olarak tutarlı. Dağınık bir evdeyken, acaba şunu mu alsam diye de düşünmüyorsun.
Tercih
İnsanlığın kendi tercihi. Herkesin hastalıktan öldüğü, 30 yılın uzun ömür sayıldığı çağlara dönmeyelim elbette ama daha az pislik üretmek, daha az sahip olmak dünya için mantıklı bir tercih olabilir. Söylediğim gibi %99 gereksiz eşyaya sahibiz ve bunların belki de tamamı aslında ihtiyacımız olmayan, geçmişte hayatımızda bile olmayan, temizleme gereği duyulmayan eşyalar. Tuvaleti bile temizlemen gerekmiyordu, insanlar evi sadece yemek ve uyumak için kullanırken. Şimdi ise, nehirleri, denizleri, ormanları bile temizlememiz gerekiyor. Sırf sahip olduklarımız, çöp olduğu için.
Alternatif?
- Daha az sahip olup, daha az temizlemek. Daha çok paylaşmak ve çöp üretmeyi azaltmak.
- Bazı temizlik standartlarını abartmamak. Dayanıklı ürünler almak ve her şeye sahip olmaya çalışmamak
- Toz toz diye kafayı yememek.
- Daha küçük alanlara sahip olmak
- Seri üretim ürünlerinden mümkün olduğunca uzak durmak
- Aç gözlülükten vazgeçmek.


Leave a comment