Sonsuz evrende bir tanışma… Birbirini yıllardır tanır gibi bir rahatlık ama içten içe bir mesafe. Kazanç ya da kayıp demek zor. İyi ya da kötü de. Aslında ‘olmak’ dediğimiz şey de, bu.
Tanımadan da, yakın hissedebilir insan. Belki ilk bakışta değil, ama ilk sarsıntıda ‘aynıyız’ der gibi. Ne geçmişini bilirsin, ne bugününü hatta ne de adını ama yokluğuyla çoktan tanışmışsındır. Aynı evrenin, iki yolcusu. Kesişen yollar, belki buluşacak belki de asla.
Camın arkasındaki bir sıcaklık gibi. Elini uzatsan buğulanır, bir adım daha atsan mesafe açılır. Biranı içerken aklına gelir, seni etkileyen gülümseme. Düşünürsün, yan yana gelebilseydik. Sanki tanıdığın biri gidiyormuş gibi üzülürsün, oysa hiç gelmemiştir.
İçinden bir his başka türlü olabilirdi diye haykırırken, düşünürsün. Gerçekten olabilir miydi? Aynı kelimeler, biraz daha cesaret; aynı bakış ama biraz daha uzun. Aynı yer, bir başka zaman. Kapı tekrar açılır mı, kim bilir. Kapanan bir kapının ziline basmak, yeni bir şans yaratır mı?
Bazı ihtimaller yaşanmak için, bazıları ise tesadüflerin getirdiği bir ölçü.
Bağ kurmak hiç de kolay değil ama kimi zaman ilk anda köprüler kurulur, kimi zamanda olmayan köprüler yıkılır. Zamanın güçlendireceğine inansan da, bazen köprü hiç var bile olmamıştır, suyun karşı tarafına ulaşmamıştır.
Destek dediğin bir kurtarma ya da acıma değil. Özüne dönebilmek, kendine bağlanabilmek aslında. Kaç beden gerekli öze dönebilmek için? Yoksa ihtiyaç olan basit bir harmoni mi?
İnsanoğlu suyu bulamaz. Suyu keşfedemez ama su var olur. Birbirini tanımayan iki elementin harmonisi, hayatın temeli.
Birbirinden habersiz iki dünya. Ne bir vaat, ne bir plan. Birkaç cümle, kısa bir temas. bir bakış. Yıkılan ve yakılan köprüler, hiç inşa edilmemiş gerçekler. Bir de, tarif edilemeyen bir his. İnançsız ruhun umudu, yıkılamayan duvarlar.
Herkülün açtığı dünyayı, efsaneyi takip eden cesur denizcileri düşününce; insan dağların denizlerin aşılıp, yepyeni kıtalara yol alanlar gibi; içinden gelen sese güveniyor. Dalgalı denizlerin, dur diyen fırtınanın aksine, bağlanabileceğine inanıyor. Sonradan bakınca, o cesur denizciler sayesinde bugün dünyanın her yeri birbirine bağlı.
Açılan mesafeler, hayatın gerçekleri, karmaşık akıl. Set gibi çekilen bariyerler, korku ve yabancılık. Yine de bilirsin, farklı olabilir.
Bazı rastlantılar evrende kalan bir iz. Zamansız ama anlamlı. Gerçek ve umut dolu.


Leave a comment