Yıkıcı teknoloji’nin ne demek olduğunu hayatımızı nasıl etkileyebileceğini önceki yazıda öğrendik şimdi bu etkilere biraz daha yakından bakalım. Başlıkta da gördüğünüz gibi konu ekonomi.
Çok klasik bir örnekle başlayalım, dünyanın en zengin %10 kesimi %75lik bir varlığı elinde tutuyor. %1’lik bir kesimi ise dünyanın %50’sinden daha zengin. But bize ne ifade ediyor?
Bir: Kapitalist fikrin yarattığı uçurumu gösteriyor.
İki: Birçok köşenin sahibi olduğunu gösteriyor.
Bu yaşadığımız şehirler için de aşağı yukarı aynı. Toplu bir değerleme yok. 100 tane konut düşünün. 1000 tane de, o şehirde yaşayan insan. Bunlardan 50’sinin parası var. Ev almak istiyorlar. Normalde kişi başına 2 ev düşüyor ama 2 kişi paraları çok olduğu için 30’ar ev aldı. Artık geriye kalan 48 kişiye 1 ev bile düşmüyor.
Şehirde 1000 kişi var. Çocuklar büyüdü ev sahibi olmak istedi, olabiliyor mu? Hayır. Bu sefer parası olan yeni bir bina yapıyor. Ev tedariği sağlıyor. 1000 kişi de, eve ulaştığında noluyor, ev para etmiyor artık.
Baştaki 2 kişi ise, artık tanrı olmuşlar bile.
Geleneksel kapitalizm bu şekilde işliyor(Aşırı basitleşmiş ve kötü anlatılmış hali) ama bununla bitmiyor. Bu kişiler bir de iş gücü sağlıyor. Artık köylerde yaşamadıkları için ve ceplerine daha çok para girdiği için insanlar mutlu. Başlarındaki müdürlere bakıyorlar. Ne farkalrı var diye. Hepsi okumuş, bu sefer çocuğunu okutmak istiyor. Okusun ki, onlar gibi büyük adam olsun. O çocuk okuyor, kısmen büyük adam oluyor. Bu sefer farka bakıyor, sahip oldukça varlık oluşuyor. Kimisine babadan kalıyor. O da bu Amerikan Rüyasına katılıyor, varını yoğunu ev, araba gibi şeylere yatırıyor. Çünkü işin sırrı işin güvende olması, ekonomik stabilite, sahip olarak nesilden nesile aktararak değer yaratmak. Hayatını, kredilerle geçiriyor ve bunu sağlıyor. Emeklilik parası alınca, daha da fazla alıyor. Sonra da devrediyor. Çocuğu, üç adım önde başlıyor.
İşte bu sistemin orta sınıf rüyası. Patron memnun, işçi memnun herkes memnun. İş güvenliği olsun, para biriktireyim, emeklilik için yaşayayım, eğitime yatırım yapayım, sürekli borç planlaması yapayım, kredilerim eksik olmasın.
Bugünlerde ise, kimse memnun değil. Çünkü orta sınıf rüyası yok oldu ya da şekil değiştirdi.
Kira Ekonomisi
Orta sınıfın; sahip olarak başarılı olma, sosyal statü sahibi olma olayı bitti. Bunun yerini kira ekonomileri almaya başladı. Geleneksel değerlerle büyüyen, okuyunca büyük adam olacağını sanan nesiller de, büyük bir hayal kırıklığına ve depresyona sürüklendi.
Bunun farklı nedenleri var elbette. Birisi, şehirleşme. Köylerde yaşayan nüfus azalıyor, şehirler ise gereğinden fazla dolu. Bu da, yepyeni bir mücadele doğuruyor. Talep kadar, arz şansı yok. Buna bir de küresel ısınma, bölgesel talep gibi faktörler de eklenince; ev sahibi olmak dünyadaki birçok orta-büyük şehirde imkansıza yaklaşıyor. Ev sahibi olunsa bile, operasyon masrafları ve vergiler işi zora sokuyor.(Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde, Türkiye gibi kırılgan ve inşaat odaklı ülkelerde, klasik sistem halen iş yapıyor. Eskisi gibi olmasa da. Fakat en azından emekli olunca ev ve araba alırım olayı bitti diyebiliriz. Değişimi bu açıdan görebiliriz. )
Bence diğer sebep, bence en büyük sepeplerden bir tanesi teknolojinin sunduğu erişebilirlik. Bu erişebilirlik ve bilgi paylaşımı beraberinde kültürel değişimi getirdi. Sosyal davranışlar ve beklentiler değişti. Artık insanlar stabilite aramıyor, tersine tecrübe arıyorlar. Sahip oldukları her şeyin yük olduğuna inanmaya başlıyorlar, çünkü gördükleri hayatlar farklı. Ayrıca normalde tek başlarına ulaşamayacakları bir çok şeye teknoloji ve paylaşım sayesinde ulaşıyorlar. Her şey bu kadar hızlı değişirken, bir şey alıp sabit kalmak da anlamsızlaşıyor. Ayrıca değer yaratmak yerine değer kaybediyor.
Finansal dezavantajlar avantaja dönüştü, dijital yıkım yeni fırsatlar da yarattı.
Dijitalleşme sayesinde, daha özgür, daha esnek ve daha sürdürülebilir bir ekonomi oluşuyor. Bireyler arası güveni artırıyor, güven odaklı bir ekonomi oluşuyor. Sahip olmak yerine, ihtiyacın olunca kullanma fikri, daha çok para birikmesine yardımcı oluyor. Aynı zamanda daha kaliteli bir yaşamı da, sağlıyor. Her zaman yeni olana erişim açık oluyor, kredilere gidecek paranın başka şekilde değerlenmesi, hayat kalitesini artıran alternatiflere akması sağlanıyor. Aynı zamanda bireylerin sermaye olmadan, gelir elde etme ve iş modeli uydurmalarının da önü açılıyor.
Diğer yandan ise neo-feodal bir yapıya dönüşüyor. Küresel feodalizm. Teknoloji şirketler, aşırı büyüdükçe, her şeyi satın alıyorlar ve devlet akdar güçleniyorlar. Ekonomik mobilite azalıyor. Yani miras aktarımı, aynı zaman da, bireyler ekonomik krizlerden daha hızlı etkileniyorlar çünkü sahip oldukları bir şey yok.
Tüketimi artırarak, doğa anlamında yarattığı fırsatların yanına, zararlar da ekleniyor. Kısa vadeli planlar odakta oluyor, günü urtarmaya dönüşebiliyor. Teknolojiye bağlılık nedeniyle, güvenlik ve erişebilirlik riski de oluşuyor.
Kira Kira Kira
Kira ekonomisi sadece ev kirasından ibaret değil elbette. Tüm abonelik sistemi bunun bir parçası.
Barınma konusunda AirBnB gibi alternatifler, klasik barınmanın yerini alıyor. Uzun vadeli seçeneklerde, kiracı gibi yaşama şansınız da var. Evin hiçbir şeyiyle de ilgilenmeniz gerekmiyor. Aynı zamanda, evi sunan kişi için de fırsat yaratıyor. Yine ev sahibi olan kazandı diye düşünebilirsiniz ama izin alarak bunu kiracı olarak da sunabiliyorsunuz. Benzer şekilde mülk yönetimi gibi bir aan açıldı. Yani başkalarının evlerini yöneten insanlar ya da kendi evinin bir odasını kiralayanlar. Yani fırsatlar bitmiyor.
Ulaşım konusunda en iyi örnek Über. Sadece taksi alternatifi değil, aynı zamanda şoför için kendi işini yapma imkanı. Bunun dışında her yere, her saatte ulaşabildiğiniz bir durumda neden araç sahibi olacaksınız ki? Über dışında araç paylaşım platformları da populerleşiyor. Aracı ihtiyacınız olduğunda kullanıyorsunuz. Bakım vs. gibi işlerle uğraşmıyorsunuz ve kendi başınıza sahip olmayacağınız araçlara binme şansı yakalıyorsunuz.
Ayrıca birçok havayolu şirketi, tren şirketi, otobüs şirketi de abonelik avantajları sunuyor. Aylık ödediğiniz kira size avantaj olarak dönüyor, eğer sık olarak kullandığınız ulaşım araçları ise.
Benzer şekilde, scooter, elektrikli bisiklet gibi hizmetler sunan mikro ulaşım hizmetleri de, kira ekonomisine örnek olarak verilebilir.
Mobilya ve İş yeri İş yeri için, bir yer bulmanız gerekiyor. Bina satın alma, kiralama şansınız yok. Oranın her işiyle ilgilenmek istemiyorsunuz. Mobilya almak, öyle bir ofis kurmak için paranız da yok. Ne yapıyorsunuz?
Evet, co-working space denilen çalışma ortamını kiralıyorsunuz. Bunun en büyük avantajı, hiçbir şeyle ilgilenmek zorunda olmamanız. Diğer avantajı ise sizinle benzer kafa yapısına sahip, belki de ileri de iş ortağı olabileceğiniz kişilerle aynı ortamda çalışıyor olmak.
Buna benzer olarak, toplantı odası kiralama, farklı araç ve gereçleri kiralamak da populerleşiyor ve özellikle kendi işini yapan bireylere yeni imkanlar sunuyor.
Başka bir örnek de, nanoteknoloji alanından. Hobi elektroniği, Arduino, Raspberry gibi platformlar sayesinde oldukça erişilebilir ama konu nanoelektronik olunca bu imkansız. Milyon euroluk cihazlara erişme şansınız yok. Amerika’da bazı laboratuvarların, halka açık günler yaptığını duydum mesela. Gidip, fikriniz için oradaki büyü laboratuvarları kullanabiliyorsunuz geçici olarak.
Eğlence sektörünü kısaca yazmıştım önceki yazıda. Streaming platform sayesinde birçok filme, diziye, belgesele erişimimiz var artık. İstediğimiz zaman da, terk edebiliyoruz. Ya da direk istediğimiz filmi kiralama ya da satın alma imkanımız da var.
Benzer şekilde teknoloji mağazaları, parti hoparlörleri, oyun konsolları, fotoğraf makinaları gibi ürünleri de, kiralık olarak sunabiliyor. Satın almanız gerekmiyor. İlerleyen yıllarda, bu daha da normalleşecektir.
Uygulamalar ufak bir parantez de, telefon uygulamalarına açmak istiyorum. Aslında tüm uygulamalar, kira ekonomisinin bir parçası olarak görülebilir. Her biri android ve app store’da erişilebilir durumda. Temel kullanım ücretsiz. Gerisi ise ancak kiralayarak. Kimisi hayat boyu kiralama, kimisi aylık, kimisi haftalık. Sadece kullanmak istediğiniz zaman kullanma imkanı sunuyor.
Kapanış
Kısacası, teknoloji ekonomik düzeni kökünden değiştiriyor. Alışkanlıklarımızı, geleneksel bakışı tamamen değiştiriyor.
Böylece şehirlerde yaşamak daha kolektif ve daha ekonomik bir hal alıyor. Paylaşım sayesinde yeni üretimin yani daha çok çöp ve kaynak kullanımının önü kesiliyor. Çalışma alışkanlıklarını değiştirerek, düşük sermayeli iş fırsatlarının önünü açıyor. Mesela e-commerce marketinin 2025 itibari ile 473 Milyon Dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Diğer önemli nokta da, güvenilir topluluk oluşturma fikri daha da populerleşiyor. En büyük teknoloji devleri dahil herkes ister istemez bu noktaya kayıyor. Gönüllülük, yerel politikalara katılım hiç olmadığı kadar önemli hale geliyor.
Kira ekonomosi, önüne geçilemeyecek bir değişim. Nesnelerin interneti, blockchain ve diğer dijital platform ve teknolojiler yaygınlaştıkça; paylaşılan varlıklar daha da güvenilir ve erişilebilir oluyor.
Önceki nesiller ve geleneksel düşüncenin aksine sahip olmaktan çok tecrübe etmek her geçen gün daha da önemli oluyor. Bu her ne akdar tüketicilik riskini beraberinde getirse de, birbirini anlayan, empatisi yüksek, birbirini tanıyan nesillerin yetişmesi için de büyük fırsat. Yani muhafazakar fikirler de, yavaş yavaş tarihe gömülüyor. Politika da bundan nasibini alıyor. (Şu an geçiş dönemi yaşadığımız için farklı trendlerin zaman zaman yükselmesi, rüzgarın yön değiştirmesi normal)
Gelecekte sürdürülebilirlik konusunun da, kira ekonomisinin en temel düşüncesi olacağına inanıyorum. Her geçen yıl bu konudaki ve iklimsel etki üzerindeki farkındalık daha da artıyor. Bu konuda, tedarik zincirleri de kira ekonomisinden nasibini alıyor. Eskisi gibi fazla üret ve sakla stratejisinin yerini, siparişe dayalı, talebe dayalı üretim aldı bile. Artık vitrin ürünleri ve üretim merkezi arasında depo ve stok yok. Birçok iş sahibi için bu da avantaj.
Lükse erişim konusunda da, kira ekonomisinin büyük etkisi var. Eskiden lükse erişim yokken, şu an lükse erişim karşılayabildiğin kadar var. Ben bu konuyu çok sevmesem de ve kapitalizmin daha vahşi bir şekli olarak gelse de, erişebilirlik anlamında olumlu. Dİğer yandan ise varlıkla statü sahibi olma işi de, uzun vadede tamamen değişecek. Türkiye’de birkaç 10 yıl geriye gittiğimiz için tam tersi oluyor ama tekrar bilginin, hobilerin, sanatın önem kazandığı yıllara doğru yol alıyoruz. Çünkü sahip olmak, varlık sahibi olmak anlamsızlaşıyor.
Son olarak kira ekonomisi sayesinde sınırlar da ortadan kalkıyor ve anlamsızlaşıyor. Ülke sınırlarının ötesine erişim artık büyük bir mesele değil. İnsanların tatil, yaşama, çalışma temelli hareketliliği de artıyor ve artmaya devam edecek.
Şimdi tekrar bir düşünün, tüm bunları almaya çalışarak hayatını harcamak, değişime direnmek mi daha mantıklı ve ekonomik, yoksa bu değişime ayak uydurmak mı?
Her yenilik gibi birçok olumsuzu belki daha önce sahip olmadığınız yeni problemleri de beraberinde getiriyor kira ekonomisi. Yine demokratikleşme, dünyalı olma, daha adi bir düzen ve toplum anlamında; hızlı ve pozitif bir değişim yarattığı ortada.

Leave a comment