Geçen hafta cuma günü bilim gecesi vardı. Aynı gün avrupa şampiyonası açılış maçı. Maç, üniversitenin bahçesinde canlı yayınlanacaktı. Haliyle, herkes yerlerini almış maçın başlamasını bekliyordu.
Bilim Gecesi: Her yıl 1 kere düzenlenen, üniversite, enstitüler ve şirketlerin kapılarını halka açtığı, yaptıkları işleri halkın anlayacağı şekilde açıkladığı, basit deneyler yapabildiğiniz, basit bilimsel gözlemler yapabileceğiniz, yine benzer şekilde kısa süreli derslerin ve seminerlerin verildiği, tartışmalı konularda forumların düzenlendiği gece. Hem çocuklar hem de yetişkenler için.

Bir ara bir muhabbet oldu, arkadaş şimdi maaş okunacak, herkes ayağa kalkacak dedi. Ben ise, burası Almanya, yarısı kalkmaz hatta okumazlar dedim. Okumazlar kısmı yanlıştı. Yarıdan çoğu ayağa kalktı ve maaş okunmaya başladı.
Bilmeyenler için Alman marşının sözleri şu şekilde:
Almanya, her şeyden önce Almanya,
Dünyadaki her şeyin üstünde,
Eğer her zaman korur ve savunursa
Kardeşçe birleştik,
Meuse’den Memel’e,
Adige’den Belt’e –
Almanya, her şeyden önce Almanya,
Dünyadaki her şeyin üstünde!
Alman kadınları, Alman sadakati,
Alman şarabı ve Alman şarkısı
Dünyada kalacak
Eski güzel sesleri,
Bize asil eylemler için ilham ver
Tüm hayatımız boyunca –
Alman kadınları, Alman sadakati,
Alman şarabı ve Alman şarkısı!
Birlik, adalet ve özgürlük
Alman anavatanı için!
Hepimiz bunun için çabalayalım
Yürekten ve el ele kardeşçe!
Birlik, adalet ve özgürlük
Mutluluğun teminatıdır[4] –
Bu mutluluğun ihtişamında çiçek aç,
Blossom, Alman anavatanı!
Translated with DeepL.com (free version)
Hitler vahşetinden sonra, ilk paragrafı okumamaya karar vermişler. Yasak değil ama o günleri hatırlatabileceği için tercih edilmiyor. İkinci paragraf ise daha çok Avusturya ile bağları ile ilgili. Almanya ile Avusturya’nın birleşmesi hayalini kuruyor ve aynı zamanda Alman olana övgü barındırdığı için tercih edilmiyor. Kimseden üstün değiliz, birleşik Alman ulusları gibi bir hayalimiz de yok demek istiyorlar. Sonuç olarak, tercih edilen daha kapsayıcı olduğu için, son paragraf.
Maç günü, insanların yarısı ayağa kalkıp okurken, son paragrafı da değiştirdiler. Birlik, adalet ve özgürlük yerine birlik, adalet ve çok renklilik diye okudular.
Bir an düşündüm, acaba aynı şeyi Türkiye’de yapma şansımız nedir?
Marşı değiştirmeyi bırak, marş sırasında en ufak hareket bile haftalarca lince neden oluyor. Zaten acaba marşta söylediklerimiz, ülke toprakları içinde yaşayan herhangi bir grubu incitiyor mu diye aklımızın ucundan bile geçmiyor. Dünya gerçeklerinin farkına varamadığımız gibi, Türkiye gerçeklerini de kabullenemiyoruz. Etnik milliyetçiliğin yapılabileceği, belki de, en son topraklarda olmamıza rağmen, etnik milliyetçilik sarmalından çıkamıyoruz. Aksine o sarmalı daha da, karmaşıklaştırma peşindeyiz.
Umarım bir gün, çok renkliliğin, kültürel zenginlik olduğunu anlarız.

Leave a comment