Çikolataları, bazlamaları, gözlemlemeleri yerken iyi, yaz gelince vay şöyle kilo almışım, vay böyle almışım. Sonra spora başlayıp, elbisene, bikinine, pantalonuna, şortuna, takım elbisene girmeye çalışıyorsun ama yaz çoktan geçmiş oluyor. Bir dahaki yaza artık.
Peki bu yaz ne yapacaksın, yeni bedenine göre her şeyin yenisinden almak durumunda kalıyorsun. Bir sonraki yaz zayıflarsan da, boşuna vakit ve nakit kaybı.

Peki ne yapacağız?
Waffle’ı nutellaya bandırırken, düşüneceğiz. Ara ara kilomuza bakıp, ne durumdayız diye göreceğiz. Ne kadar sık bakarsak, o kadar çabuk farkederiz değişimi.
Proje yönetimi için de aynısı geçerli. Sıkıcı toplantılar, gereksiz muhabbet, iş bilmeyen adamlar, gizli işsizlerle anlamsız tartışmalara gerek yok. Sorulacak soru basit. Takvime uyuyor muyuz? Takvimde iş paketlerimiz neler, sonucunda ne bekliyoruz? Bu sonuca ne kadar yakınız? Bütçe yeterli mi? Proje kapsamından caydık mı, caydıysak bunu sadece biz mi biliyoruz yoksa herkes farknda ve bu konu üzerinde anlaşıldımı. Tüm bunlar için acil eylem gerekiyor mu? Ortada herhangi bir sorun var mı? Açık noktalarımız neler? Riskler neler? Riskler ve sorunlar için çözüm planımız nedir?
Nutella’yı yerken kilo alacağınızı biliyorsunuz. Buna karşı bir planınız var mı? Bir seferden bir şey olmaz diyorsanız, bu gerçekten sadece bir sefer mi? Yoksa her yediğinizde 10km koşuyor musunuz?
Hadi yine iştahınıza ve nutellanın kimyasal cazibesine dayanamadınız ve hop 8,5 kilo fazlanız var. Bu durumda spor yaparım diye düşünüyordunuz ama paranız var mı? Paranız yoksa vücut ağırlığınızla evdeki çalışmalarınız yeterli olacak mı mesela? Bunun düşünmek gerekiyor. Peki yaza kadar gerçekten gider mi o yağlar yoksa amacınız kas makinası olmak mı? Size gerçekçi mi bu düşünce?
Hadi bir de araya ramazan bayramı girecek. Spor falan yalan olacak. Bu durumda ne yapacaksınız? Tatilde her sabah erken kalkıp koşacak mısınız yoksa tatlıdan, börekten uzak mı duracaksınız ya da her sabah kilometrelerce koşacak mısınız?
Koşacaksanız, ne kadar koşacaksınız? Ne kadar zayıflarsanız, durumdan memnun olacaksınız? Bu durumda sporu bırakacak mısınız yoksa bulunduğunuz durumu korumak için kendinizi zaman zaman kontrol etmeye devam mı edeceksiniz?
Peki yazın ki düğüne yetişir mi tüm bu planlar yoksa sadece tatil için mi? Belki de sağlık için sadece.
İşte tüm bunlar proje yönetiminin konusu. Ofiste oturup, popomuzu büyütmek yerine aslında popomuzun büyüdüğünü önceden farketmemiz gerekli. Bunun için de düzenli olarak, ölçüm yapmak, kendimizi takip etmemiz önemli.
Projenin büyüklüğüne, önemine göre de, kontrol sıklıkları değişebilir. Bence en önemlisi, öncelikleri sıralamak, neler yapılacğaını bilmek ve ne kadarının başarıldığını her merak edilediğinde görebilmek. Belki bir ay sonra bir düğüne davet edileceğiz kim bilir. O zaman, hemen gerekli bütçeyi değerlendirip, o anki vücuda uygun takım elbiseyi çekebilmek gerekiyor ya da mevcut olanı uyarlayabilmek. Bu arada takım elbise alırken, kendinizi yazı düşünürken bulup, deniz şortu almadığınızdan da emin olun. (bkz. scope creep)
Ya da bayramda çok değer verdiğiniz birisi pasta ikram etti. Reddemiyorsanız, az yeme konusunda tarafların anlaşması lazım. Ya da şeker hastası olabilirsiniz. Yememeniz gerekiyordur. Karşıdaki bunu bilmezse, yemenizi bekleyecek, yemezseniz saygısız bulacak. O nedenle herkesin durumunuzu bildiğinde ve farklı beklentilere girmediğinden emin omak zorundasınız.

Leave a comment