Kendini Nasıl Tanırsın: Yeni Yıl Listesi

Başlık yeni yıl olsa da, yeni yıla daha aylar var. Bir yandan serinin sonunu getirmek için diğer yandan da bize her gün yeni yıl olabileceği için bu şekilde yazmayı uygun gördüm.

Bu yazıdaki soruları tek tek listeleyemeyeceğim. Hepsi yeni alacağımız kararlar, bizi etkileyen şeyler, edindiğimiz, edinmek istediğimiz değerlerle alakalı. Böyle bir yenilemeye girmek için de, yeni bir yıl, yeni bir tarih beklemeye gerek yok bence.

Aslında çıkış noktamız kendimizle ilgili düşüncelerimizin sonunda ulaştığımız karar almalı mıyım? nasıl alabilirim? nasıl kendimi buna adarım, en kötü ve en iyi ne olabilir.

  1. Yeni Değerler Keşfetmek:

Belki yaşamışsınızdır. Gecenin geç saatinde elinizde asitli aya da alkollü içecekle, televizyon başında atıştırırken elinizi göbeğinizin üstüne koyduğunuzda bir anda bir düşünce belirir. ‘Spor yapmam lazım’.

Bazen gelişim hissi, kendini değiştirme hissi böyle anlık da gelebilir. Aslında bu durumun farkında olduğunuzu gösterir. Geriye ise, bu hissi gerçek bir plana dönüştürmeye geliyor.

2. Değerleri Günlük Hayata Entegre Etme:

Tabii ki o anda kalkıp koşmuyorsunuz. Aksine verdiğiniz pizza siparişi geliyor. Afiyetle yiyorsunuz. Spor falan hak getire. Çünkü koltuk rahat, ev sıcak. Alışkanlıklardan vazgeçmek de kolay değil. Buna karşı ne yapılabilir?

Mesela kendinizi kötü hissettirecek stickerlar yapıştırabilirsiniz evin her köşesine. Özellikle buzdolabının üzerindeki notlar oldukça etkili.

3. Akran Baskısı ve Etki:

İlginçtir, akran baskısı her yaşta olur. 50 yaşında kaykay öğrenen bir adama, bizim topraklarda ne derler bilmem ama 50 yaşında da, 70 yaşında da 10 yaşında da öğrenmenin pek bir farkı yok. Alışkanlıkları değiştirmenin de. O yüzden çok da çevreyi takmanın anlamı yok. Burada dikkat edilmesi gereken şey yaşın ve alışkanlıkların getirdiği zorluk ve ayarlanması gereken tempo. Gerisi boş.

4. Sorumluluk Üstlenme:

İş hayatında, kocaman insanları görüp nasıl çocuk gibi davrandıklarını farkettikçe, sorumluluk almanın önemini de daha iyi kavrıyorum. Zor olsa da, fark yaratan bir eylem. Kendi sorumluluğunuzu alırsanız, hedefleriniz, istekleriniz konusunda hiçbir engeliniz kalmaz.

5. Olumsuz Senaryolar:

En kötü ne olabilir? Koltukta oturmaya devam edersiniz, iyice kilo alır, tembelleşir ve huysuz bir insana dönersiniz. Hayatınızı yapamadığınız, isteyip de başaramadığınız şeylerle geçirirsiniz. Ya da herkes başaracak diye bir şart yok diyerek kendinizi kandırarak geçirirsiniz. Ya da bunları hiç düşünmeden dizinizi, filminizi izleyip; yaşanmamış hayatınızı kitaplarla avutmayı seçersiniz. Kitap okuyorsanız o da bir şey. Onu da yapmazsınız muhtemelen, zamanınız yoktur. Şöyle bir bakınca en kötü senaryo sanki şu anki haliniz gibi…

6. Pişmanlık Duygusunu Önceden Tahmin Etme:

Son pişmanlık neye yarar demeyi, bunu dinlemeyi, tekrar etmeyi, söylemeyi, cümleyi duyunca kafa sallamayı seven melankolik bir milletiz ama pişman olmadan da bir şey yapmıyoruz. Yapmak istediğimizde ise iş işten geçiyor. Yaşamadan öğrenemiyoruz ama yaşayınca zaten yapacak bir şey kalmıyor dibe vuruyoruz.

Kararlılık da, bununla ilgili. Kendinizi yerde bitik bir şekilde görmek mi istiyorsunuz, yoksa yaptıklarınızla, başardıklarınızla gurur duyan, kendine güvenli biri olarak mı? Konuşma, paylaşma, hareket geçme söz konusu olduğunda içinizden geçen ya gülerler mi, ya dalga geçerler mi, rezil olur muyum gibi düşüncelerin; kendinizle ilgili kararlılık konusunda devreye girmemesi ne kadar garip değil mi?

7. En İyi Senaryolar:

Hayatınızı iyileştirdiğinizde, hayat kaliteniz arttığında ay ne iyi oldu da geldik demeyeceksiniz muhtemelen. Sokakta sizi alkışlamayacaklar, ödül vermeyecekler ama kendinizi iyi hissedeceksiniz. Ara sıra yazdıklarımı okuyup, notlar aldıysanız, günlük tuttuysanız, kendinizi takip ettiyseniz; belki nereden nereye geldiğiniz konusunda kendinizi kutlayabilirsiniz. İşte o an, dondurmanızı, kolanızı, biranızı, çekirdeğinizi, nutellanınızı alıp günün tadını çıkarın ama aklınızın bir köşesinde ilk haliniz olsun. Başarı için bedel ödediğinizi unutmayın. Dolayısıyla eski halinize dönmenin bedelini düşünün. Ulaştığınız halinizi korumak çok daha eforsuz ve masrafsız olacaktır.

Olumlu Duyguları Sürdürme:

Olumlu duygularınızı koruyun. Gerekirse kendinize karikatür takvimi yapın. Her gün sizi iyi hissettirecek karikatürlere bakın, hayatınıza mizah katın, katılan mizahı da emojilerle emoji günlüğünüze ekleyin.

Sonuç olarak, kararlar, gülmek, büyümek ve zaman zaman saçmalıklarla dolu keyifli bir yol olabilir. Yeni değerlerinizi kucaklayın, günlük hayatınıza mizah katın ve eylemlerinizden sorumlu olmayı unutmayın. Peki, olabilecek en kötü şey nedir?

Bence hayatı kiralamak, başkalarının yaşantılarının gölgesinde yok etmek. Kendimizi başkalarıyla kıyaslayarak, bitirmek. Başkalarının yaşadıklarıyla teselli bulmak.

,

Comments

Leave a comment