Kendini Nasıl Tanırsın: Planlar Planlar

Kendini keşfetme aslında sürekli gelişimin bir parçası. Deneyimlerimizden öğrendiklerimizi, kendimize sorduğumuz sorularla, yaptığımız keşiflerle harmanlayarak daha iyi bir hayat için sürekli bir çaba.

Günümüzde; maruz kaldığımız bilgi akışı, kendimizi başkalarıyla kıyaslama, dünyanın her yerinden aldığımız hayat tarzları, haberler, anlamsız güzellik ve ‘iyi yaşam’ standartları oluşturan reklamlar, filmler, ‘ideal çiftler’, ‘ideal erkekler’, ‘ideal kadınlar’ vs gibi birçok şey aslında bizi kendimizden uzaklaştırıyor. Aynı zamanda dikkatimizi dağıtarak, bizi olduğumuzdan daha sefil bir hale getiriyor. Bu nedenle kendimizi tanımak, bugüne kadar olan soruları ve fazlasını kendimize sormak önemli.

Küçücük kızların dudak dolgusu, meme dolgusu yaptığını görünce; kocaman insanların yaşlı gözükmemek için her yerini gerdirdiğini görünce, birçok erkeğin daha fazla kas ve ‘ideal’ görüntü için bir sürü ne idüğü belirsiz ürün kullanarak sağlıklarını mahvettiklerin görünce, eğlence kültürü ile hayatlarını uyuşturu ve alkolle harcayan gençleri gördükçe, kafasındaki ideal iş ve para için hayatını sosyal medyada harcayanlar gördükçe, ofislerde onlarca mutsuz insanlar gördükçe üzülüyorum. Çünkü hepsinin ortak özelliği çoğunluk fikrine kapılmak ve genel görüşü doğru kabul ederek o doğru ile kendi hayatlarını zindana çevirmek.

Peki çoğunluk doğruyu mu düşünür?

Yüzyıllarca çoğunluk dünyanın düz olduğunu, güneşin dünya etrafında döndüğünü düşündü. Okyanusun ötesinde dünyanın bittiğini düşündü. Tanrıların, halkı sellerle, yıldırımla, soğukla, sıcakla cezanlandırdığını düşündü. İnsanları iyileştiren şifacıların, büyücü olduğunu; özgür kadınların cadı olduğunu, kedilerin lanetli olduğunu, kralların tanrı tarafından yetkilendirildiğini, siyahilerin köle olmak için doğduğunu, çürüyen etten çıkan sinekler gibi canlıların cansız varlıklardan kendiliğinden oluştuğuna inandı. Kısacası, çoğunluk fikri belki de, dünya tarihinde her zaman en yanlış fikir oldu.

O yüzden kendini tanımak, kendini bilgilendirmek, her şey gibi kendimizle alakalı da destekleyici ve karşı argümanları bulmak, memnun olmadığımız şeyleri doğru kriterlerle değerlendirmek önemli.


Bugünün sorularına geçersek:

  1. Bu Yıl Katıldığım Başarısız Etkileşimler Beni Nasıl Hissettirdi?

Sosyal bir varlık olarak, başkalarıyla ilişkilerimizi anlamak, o ilişkilerle ilgili nasıl hissettiğimizin farkına varmak; kendimizi tanımak ve iyi hissetmek için önemli bir adım. Başarısız etkileşimler; hüsran, hayal kırıklığı gibi duygulara yol açabilirken; başarılı etkileşimler öz farkındalık kadar hayat motivasyonunuzu da iyi yönde etkiler.

2. İletişim Kalitemi Nasıl İyileştirebilirim?

İkinci soru ise, nasıl ilişkilerimi güçlendirebilirim. Elbette kesip atarak değil. Duygularımızı, isteklerimizi, ihtiyaçlarımızı daha iyi anlayarak. Bunlara bağlı olarak belli bir çizgide durarak, kendimizden taviz vermeden; diğer kişilerle gerçek bir bağ kurmaya çalışarak. Ne yazık ki, teknoloji, seçenekler, büyük şehirler ilişkileri her geçen gün daha da yüzeyselleştiriyor. Bu da, derin ilişkilere olan isteği, özlemi artırıyor. O nedenle net bir duruşa sahip olarak etkilişimi artırmak, empatiyi geliştirmek, sosyal beceriler üzerinde çalışmak her zamankinden daha da önemli bir hal alıyor.

Bize yakın olan insanlarla ve gelecek yıl tanışacağımız insanlarla daha iyi ilişkiler kurabilmek için etkileşimlerimizin kalitesini iyileştirmek için bilinçli adımlar atmamız gerekmektedir.

3. Bu yüzyılda Hayatta Kalma ve Gelişme İçin Hangi Zihniyeti Seçiyorum?

Bu yüzyılda hayatta kalmak ve gelişmek, değişime ve zorluklara meydan okuyan bir proaktif zihniyeti içermelidir. Hayata olan yaklaşımımız, modern dünyanın karmaşıklıklarını nasıl yönlendirebileceğimizi büyük ölçüde etkileyebilir. Birçok şeyden şikayet etsek de, o şeylere adapte olabilmek zorundayız. Bu da, uyum kabiliyetinden, dayanıklılıktan, yenilikçilikten geçiyor. Elbette tüm bunlar kendinizden taviz vermeniz, insanları mutlu etmeye çalışmanız gerektiği anlamına gelmiyor.

4. Sağlığımı Sürdürmek İçin Hangi Planlarım Var?

Bence fiziksel sağlık kadar duygusal ve mental sağlık da önemli. Hepsi tek bir paket aslında. Daha aktif bir hayat, daha az sosyal medya, daha çok fiziksel aktivite, daha çok grup aktivitesi, daha çok kitap, daha çok müzik, daha çok doğa bence en iyi yol.

5. Yaşam Tarzımda İyileştirilmesi Gereken İlk 3 Önemli Alan Nedir?

Yaşam tarzımızın iyileştirilmesi gereken 3 ana şey elbette size ve sizin gerçeklerinize bağlı. Burada dikkat edilmesi gereken şey, neden bu değişimi istiyorsunuz, bu değişimle nereye ulaşmayı hedefliyorsunuz, ölçebileceğiniz parametreler var mı?

Bazen de, bir şeyleri çok isteyip, varınızı yoğunuzu verip, hedefinize ulaştıktan sonra boşluğa da düşebilirsiniz. Ulaştım, pek de bir şey yokmuş, bu nereye kadar böyle gidecek diyebilir hatta varoluşsal bunalıma, her şeyin anlamsızlaşmasına kadar gidebilirsiniz. O noktaya varmamak için, önceden düşünmek, planlamak, neden sorusunu kendinize sormanız önemli. Gerekirse paylaşmak, profesyonelden yardım almak da.

Mantıklı düşününce, hayat kendi kendimize ürettiğimiz problemleri çözmeye çalışarak geçiyor. Bir yandan yaptığımız her şey anlamsızken, öte yandan önemsiz hayatlarımız kendi içinde olduka önemli. Var olup gelip geçmekten çok daha fazlasını yapıyoruz aslında. Hayat ise yaşadıkça anlamlanıyor.

,

Comments

Leave a comment