Borçları kapatmak ve zamana yaymak için kredi çektim, ödemeye devam ediyorum. Bu sefer kredi süresince, excel’de grafik oluşturdum. Maaş, alacak, borç, kredi kartı borcu, kredi borcu ve harcamalar. Bunu yapınca da, şunu gördüm. Borcum azalmıyor. Artmıyor da, aynı devam ediyor. Bu andan itibaren, borca odaklandım ve mutluyum.
Diğer gördüğüm şey de, harcama trendim oldu. Bir yıldır takip ettiğim için, hangi aylarda daha çok harcıyorum, hangi aylarda daha az harcıyorum görebiliyorum. Bankanın benzer uygulamasına göre farkı ise, her şeyi bir arada görmem. Orada da, tüm hesapları bir araya topladım. ASlında aşağı yukarı aynı trendi görüyorum ama nakit harcamalar işi bozuyor genelde. Nereye gittikleri belli olmuyor. Demem o ki, not alıp, harcama kalemi çıkarmak, bunu 2–3 ay takip etmek, finansal planınızı daha iyi yapmanıza yardımcı olacaktır.
Sizce şirketler bunu haybeden mi yapıyorlar? Her çeyrekte yatırım, artılar, eksiler açıklanıyor ve finansal durumlarını gözden geçirip, planlarını ona göre yapıyorlar. Biz niye sadece aylık harcamalarımıza odaklanalım? Elimizde 3–6 aylık bir plan olsa, buna göre harcamak istediğimiz yerleri, aylık harcamalarımızın daha düşük olduğu aylara kadar bekletsek, aynı zamanda elimizdeki imkanları da görsek iyi olmaz mı?
Bugünün konusu da, tam olarak bu. Bütçenizdeki en büyük boşluk ne? 3 ay sonra, cevap yine aynı mı olacak neden?
Harcamalarınızı ne kadar iyi takip edebiliyorsunuz? Önünüzdeki her ay ya da her hafta için belirli bir bütçeniz var mı? Gelir ve giderinizi ayrı ayrı dengeleyebiliyor musunuz? Kazandığınızdan daha mı çok harcıyorsunuz?

Biraz peş peşe soru bombardımanı oldu ama hepsi sizin iyiliğiniz için. Bunun kendini geliştirme ile alakası ne peki?
Alakası şu. Öğrendiklerimiz, gördüklerimiz, maruz kaldığımız storyler, reklamlar, hikayeler, gönderiler, gazetelerde yazanlar… Her şey harcama üzerine. Harcamak için kazanmanız gerekiyor. Kazanmak için de çalışmanız. Peki bu döngü bu şekilde devam ettiği sürece, kendi hayatınızı kiralamak tan öte nasıl gidebilirsiniz? Gidemezsiniz. Özellikle, elinizdeki paranın hiçbir şekilde yetmediği, sizi sürekli fakirliğe sürükleyen, alım gücünüze yük bindiren bir ülkede neredeyse imkansız. Sonuç olarak da, içinden çıkamadığınız bir girdabın içinde mutsuz ve ne yaptığını bilmeyen bir bireye dönüşmeniz an meselesi.
Bu noktada, yapılması gereken şey derin bir nefes alıp, durumunuzu gözden geçirmek. Duygulara göre daha kolay çünkü her şey hesaplanabilir. Durumunuzu gözden geçirdikten sonra da, zaman planı yapmak, gerekirse ek gelir kaynakları araştırmak önemli. Örneğin, hesabınız ekside olsa bilse, kenara biraz para koyabilmek, bunun için bazı alışkanlıklardan vazgeçebilmek önemli. Yeterli mi? Hayır.
Para biriktirerek hiçbir yere varamazsınız. Tam da bu noktada, devreye yatırım giriyor. Önümüzdeki yazıda yatırım üzerine konuşacağız ama şunu söylemek isterim. Yatırım için profesyonellerden tavsiye alın. Duyumlara inanarak haraket etmeyin. Yatırımı kumara çevirmeyin. Çoktan trend olmuş, işin işten geçtiği yerlere yatırım yaparak çıktı beklemeyin.

Leave a comment