Kendini Nasıl Tanırsın: Kaynak

Tahminen beni okuyan çoğu kişi, çalıştı, çabaladı bir yerlere geldi, maaş almaya başladı ve maaş ile alabileceklerinin, ulaşabileceklerinin hayalini kuruyor. Böyle yapmıyorsanız ve 25 yaş yaşı altındaysanız, daha dikkatli okuyun. Üstündeyseniz, her ne yapıyorsanız devam edin.

90lı biri olarak söylüyorum, birçoğumuz okuyup adam olma masallarıyla büyüdük. Türkiye’de nüfusun büyük bir kısmı cumhuriyetin kurulmasından itibaeen şehirlere göç etti. Büyük bir çoğunluğu da, eğitimle kendini kurtarmayı tercih etti. Kimisi de, okumadı ama büyük bir boşluktan yararlanarak para kazandı. Bir de yurtdışına işçi olarak gidip, zengin dönenler var.

Kötü haber. Bu devirler son buldu.

Teknolojinin gelişmesiyle bir de teknoloji ve start-up zenginleri listeye eklendi. İnsanlar, fikirleri için yatırımlar aldı. Kimisi turbayı gözünden vurdu, kimisi de tam tersi.

Kötü haber bu devir de bitti. Fikir para etmiyor.

İyi haber ise yine teknoloji sayesinde birçok ek gelir imkanı mevcut.

Çifçilikten, meslek hayatına geçen nesil için önemli olan iş bulmak ve kendini garantiye almaktır. Bunda haklılardı. Bu süre içinde dünya savaşı, soğuk savaş, darbeler, ekonomik krizler, çıkarmalar ve daha birçok travmatik olay yaşadı insanlık. Kendini devlete atmak, tüm bunlardan en az hasarla kurtulmak demekti. Devlet memuru ev ve arabasını alabiliyor, ailesine bakabiliyor, emekli maaşlıyla mutlu mesut yaşayabiliyordu. BU saadete erişemeyen işçilerden kurnaz olanları arazi çevirerek olmayanları yurtdışına gidip, gecelerini gündüzüne katarak parasını kazanıyor ve varlıklı olarak ülkesine dönüyordu. Okumak ise ortalama üstü hayat standardını garanti ediyor ve prestij sağlıyordu.

Dünyanın bugün geldiği durumda ise; ev ve araba hayal olmaya başladı. Yine de gelişmiş ülkelerde, şehir dışında mümkünken, şehir merkezleri ulaşılmaz oldu. Türkiye gibi stabil olmayan ekonomilerde ise ev işi hem hayal hem fırsat hem mümkün hem de imkansız.

Krizlerle dolu bir yüzyılın garantici insanlarının çocukları olarak da, bize birkaç yanlış daha öğretildi.

  1. İstediğin her şeye ulaşabilirsin. (Ailemize siz niye istemediniz diye sormadık)
  2. En iyisini hakediyorsun
  3. Okulunu bitir sonra yolunu bulursun
  4. İşini bir al da, gerisi gelir,
  5. Artık aileni de kurdun mu, evini de aldın mı tamamdır.
  6. Yatırımını iyi yap. Ev bulursan kaçırma.

Son öğüt hariç bir çoğu aslında öğretilen ve öğrenilen yanlışlardı. En sonuncusu ise onca imkanın arasında en yatırım olmayanıydı. Peki ne yapmalıyız?

Bence ilk olarak teknolojiye direnmek yerine ondan en iyi verimi almak gerekiyor. Bunu ben de beceremedim henüz, biraz geç uyandım olaya ama oturduğumuz yerden birçok imkana sahibiz. Belki bu da yalan. Belki de, yle bir imkan da yok. Başarılı örnekleri görüp imreniyoruz. Yine de denemek de fayda.

İkinci olarak, başarıyı parayla ölçmemek önemli. Sevdiğiniz bir işi, hobiyi nakte dönüştürmek daha kolay. Bunu da, parayı hedefleyerek yapmıyorsunuz. Yaptıkça, gözünüzü de açık tuttukça sağlıyorsunuz. Kendi içinde bir paradigma ama internette okuduğumuz başarı hikayelerinin anlatılmayan tarafı da bu. Ne kadar efor harcadıkları, nasıl kendilerini verdikleri ve ne kadar süredir yaptıkları. Bu eforu ancak sevdiğiniz, karakterinize uygun şeylerle harcayabilirsiniz.

Üçüncü olarak da, ek iş, gelir kaynağını artırmak. Tek bir gelir kaynağıyla, istediğiniz hiçbir şeyin istediğiniz gibi olmayacağına emin olabilirsiniz. Bu ikinci gelir kaynağı her şey olabilir. Ev almak kiraya vermek de olabilir ama daha dinamik olması ve sizi daha az masrafa sokması her zaman daha iyi.

Dördüncü ise, bugünün sorularını kendimize sormamız ve bir yerden başlamak.

Maddi durumunuzu görmezden gelip, hareket ettiğiniz oldu mu? Bunun sonucunda ne yaşadınız?

En sevdiğim soru bu. Sonucunu bilsek de, her zaman bu hataya düşme eğilimi gösteriyor birçoğumuz. Kimi zaman bir daha mı hayata geleceğim diyerek, kimi zaman fırsat kaçıyor diye düşünerek, kimi zaman paranın suyu kesilmedikçe bir şey olmaz diyerek, kimi zaman da bıkkınlıktan.

Soruyu cevaplarken aslında önemli olan bundan ders alabiliyor muyuz, ne gibi sıkıntılar yaşadık ve bu sıkıntıları geri çağırıp kendimizi caydırabiliyor muyuz görmek.

Kısa dönemli maddi hedefleriniz neler?

İlginç bir soru. Benim bir hedefim yok. Hatta soruyu düşününce neden hedefim yok diye düşündüm. Kısa ve uzun dönemli maddi hedef. Bunlar hep fakirlikten, tek gelirle hayal kurmaktan kaynaklanıyor.

Hangi yollarla para kazanıyorsunuz?

Kendinize karşı dürüst olun :)

Bunlardan kaçı stabil? Neden stabil olduğunu dünüyorsunuz?

Düzenli geliri şu ana kadar kötülesek de, düzenli gelirin en iyi yanı doğru riskleri alabilmenizi sağlamak ve yukarıda bahsettiğimiz kısa ve uzun dönemli planları doğru bir tabana oturtmak. Türk tipi riskle hiçbir yere varamazsınız. Elinizdekini de kaybedersiniz. Çünkü o risk değil, kumar. Risk ise daha çok öngörülebilir, tahmin edilebilir ama tam olarak ölçülemeyen bir şey. Rasyonel bir yaklaşımla, hem daha çok kazanma şansı yakalar hem de daha az kaybedersiniz, nerede duracağınızı bilirsiniz. Bu da aslında önceki yazılardaki, finans okur yazarlığı konusuna giriyor.

Hangi gelir kaynağınız diğerlerine göre daha düzensiz? Neden bu kaynaktan para kazanmaya devam ediyorsunuz?

Düzensiz geliri anlamak ve sınıflandırmak önemli. Örneğin, zaman zaman yaptığınız destek, boş zaman aktivitesi, gönüllü bir iş size bir şeyler kazandırabilir. Buna en azından şu kadar para cebime giriyor diye bakabilirsiniz ama her şey para değil. Buna harcadığınız eforu, emeği ve vazgeçtiklerinizi de düşünmeniz lazım. Çoğumuzun yaptığı en büyük hata fırsat maliyetini hesaplamamak ve verdiğimiz emeğin karşılığını sabitlemek. Belki de, o eforu başka yere sarfettiğinizde hem daha çok kazanacak hem de para için kendinizi daha az hırpalayacak, hayatınızdan daha az vazgeçeceksiniz.

Hangi gelir kaynağı aylık daha çok gelir getiriyor? Hangisi uzun vadede daha çok gelir getiriyor?

Bu da önemli bir konu. Bazen para biriktirdiğinizde, uzun vadede, yaptığınız yatırımdan daha fazla alma şansınız var. Bazen de tam tersi. Biriktirirken, krediye girip aldığınız evin parasının onda birini bile çıkaramıyorsunuz. Kredi miktarı yüksek olsa da, evin ilerideki değerini düşününce elinize daha çok nakit girme ihtimali var. Bazen de aylık çok küçük miktarla aldığınız hisseler size 3-4 evden daha çok kazandıracak. Ya da zamanınızı harcadığınız ve cebinizden eksilten kendinize yaptığınız bir yatırım size çok daha büyük ekonomik kapılar açacak. Gelirinizi düşünürken, tüm bunları hesaba katın. Yine aslında aynı noktaya geliyoruz, sadece para karşılığını değil, fırsat maliyetini yani ne için neden vazgeçtiğinizi; neyi seçerek önünüze çıkacak fırsatları nasıl artıracağınızı düşünün.

,

Comments

Leave a comment