Herhangi bir ilişkinizi sabote ettiğinizi düşündünüz mü? Bunu ne sıklıkla yapıyorsunuz? Sürekli tekrar eden bir durum mu?
Peki tüm bunların nedenini düşündünüz mü? Hatalarınızı kabul etmek ve onlarla yüzleşmek yerine ters tepkiler vererek ilişkinizi yokuşa sürüyor olabilir misiniz?
Sırlar ve içimize attığımız düşüncelerle ilgili yazmaya devam ediyorum. Bazen tuttuğumuz sırlar, ilişkiyi kurtarmak için saklanan düşünceler, söylenen yalanlar uzun vadede ilişkiyi çok daha büyük çıkmazlara sürükleyebiliyor. Daha önce de bahsettiğimiz gibi öfke, tersleme, üzüntü, stres, suçluluk duygusu, saldırgan ruh hali ya da sürekli kendini savunma hissiyatı duymak gibi davranışlara yok açabiliyor. Bu da en sonunda ‘toksik’ bir birlikteliğe dönebiliyor. Aslında en baştan dürüst olunmadığı için, hali hazırda sorunlu olan ilişki artık patlak vermeye başlıyor.
Sadece duygusal birlikteliklerde değil, iş ilişkileri, aile ilişkileri gibi diğer sosyal ilişkilerde de bu durum ortaya çıkabilir. Bunun sonucu ise, eğer aynı ortamda bulunulması gerekli, kaçamadığınız insanlarsa, yüzeysel ilişki. Yani iki tarafı da mutlu etmeyen, strese sokan zoraki ilişkiler. Halbuki, kendiniz olabilseniz bu tip yüzeysel ilişkilerde bile strese girmenizi gerektiren bir şey kalmıyor.
Tüm bu yüzeyselliği ve dolaylı olarak kendinize yaptığınız baskıyı ortadan kaldırmanın en iyi yolu dürüstlük. İlişkilerinizi, dürüstlük ve saygı üzerine kurmak. Ya da içinizde tuttuklarınızı paylaşmak ve yavaş yavaş muhattabının da bilmesini sağlamak. Bu elbette kolay değil. Özellikle kendinize sakladığınız şeylerin size yarattığı huzursuzluk, kaybetme korkusu, suçluluk duygusu gibi nedenler yüzünden oldukça zor.
Şöyle düşünün, içinizde tuttukça kendinizi diğer insandan uzak tutmaya devam ediyorsunuz ve daha anlamlı ilişkiler kuramıyorsunuz. Bu süre uzadıkça, anlamlı ve gerçek ilişkiler kurma ihtimaliniz daha da azalmıyor mu? Anlattığınız da ve açıldığınız da sizden kaçacak birisi ile gerçekten birlikte olmak istiyor musunuz?
Bence en kötü ihtimal o ilişkinin kopması ki, aslında zaten kopuk. Dürüst olduğunuz için sizden kopan birisiyle zaten birlikte olmanın anlamı yok. Peki kazanım?
İçinizden geçeni dökebildiğiniz ve karşınızdakinin de, aynı şeyi yapabildiği ilişkide artık birbirinizden saklayacak bir şey kalmıyor. Yani çok daha sağlam, anlamlı ve güçlü bi ilişkinin temelini atıyorsunuz. Böylesi daha iyi değil mi?
Geldik ikinci bölüme. Açılmayı, sırlarınızı dökmeyi kendi kendinize başarabilir misiniz? yoksa yardıma mı ihtiyacınız var? Yardıma ihtiyacınız varsa, kim size yardımcı olabilir?
En iyisi, bu cesur adımı kendi kendinize atmanız ama herkesin karakteri farklı. Kimisi bunda çok zorlanıyor ve dışarıdan motivasyon, destek ve yardım istiyor. Bu da oldukça normal. Sakladığınız düşünceleri, sırları yargılamayacak birisi işinizi çok daha fazla kolaylaştıracaktır.
Son bölüm ise. kazanımınızı düşünmek. Eğer her şeyi istediğiniz gibi, özgürce ifade edebiliyor olsanız; insanların tepkisinden çekinmeden istediğiniz gibi yaşayabilseniz hayatınız nasıl olurdu? İyi ilişkiler kurmak için kendinizden ödünler vermek yerine, tamamen açık ve hür olduğunuz için sizi olduğunuz gibi kabul eden insanlarla çevrelendiğinizde nasıl hissederdiniz?
Bunu bir düşünün.

Leave a comment