Dönüm Noktası

Seçimlerle ilgili son post.

Konu: Seçim

Seçmen: Seçen kişi, seçmek için oy verme hakkına sahip kişi.

Seçilen: Oyu kapmak için, kendini ön plana çıkarmaya uğraşan, pazarlayan kimse.

Bir seçim yapmak için önce fikir gerekli. Yeterli bilgi toplandıktan sonra, belirlenen kriterlere göre filtreleme.

Seçilmek için reklam şart. Siyasette reklam konusu, halkın problemleri, iyileştirme ve ilgili öneriler. Yani önce sorun tespiti sonra da çözüm önerisi.

Herhangi bir ürünü almadan önce belki saatler, günler, haftalar harcıyorsunuz. 4–5 yılda bir kez, hayatınızı doğrudan etkileyen bir seçim için benzer bir vakit harcıyor musunuz? Neden diye düşünüyor musunuz?

Kriterleriniz neler mesela? Neye göre oy kullanıyorsunuz, beklentiniz ne?

Aynısı seçilen için de gçeerli? Ne vaad ediyordan çok nasıl bir çözüm sunuyor? Soruların tespitini doğru yapıyor mu?

Benim uzaktan görebildiğim kadarıyla, herkes kendi kriterleri ve kendi yapacaklarından çok diğerlerini kötüleme ve onları nasıl alaşağı ederim derdinde. Kimse; gerçekten toplumu ilgilendiren, onların hayatını doğrudan etkileyen, standartlarını değiştirmesi muhtemel konular üzerinde durmuyor.

Seçim muhabbeti aylardır devam ediyor. Seçime 48 gün kaldı. Çoğu adayın ve partinin, somut bir önerisi yok. İşin daha da korkuncu, sorunları konuşmaktan kaçınıyorlar. Konuşulan her şey soyut. Din, millet, devlet… Teknoloji, kültür, sanat, ekonomi konuları ise tamamen genel.

Mesela ‘ekonomimiz daha iyi olacak?’ İyileştireceğiz’

-nasıl?

-bir problem mi vardı?

-o problem neydi?

-neye göre daha iyi olacak?

‘Üreteceğiz?’

– ne üreteceğiz?

– nasıl üreteceğiz?

– üretmenin istihdama etkisi ne olacak?

– üretmenin benim cebime katkısı ne olacak?

– üretmek için yeterli iş gücü ve kaynak var mı? yoksa onun için de, bir 20 sene daha beklememiz mi gerekecek?

Demokrasi dediğimiz aslında en iyi yalancıyı seçmek ve çoğunluğun doğrularını kabullenmek. Özellikle bizim gibi millattan öncesinde yaşanan sorunları tecrübe eden demokrasiler için.

Herkes güç savaşına odaklanmış. ‘o gitsin de bakalım’ ya da ‘gücü elimizden kaçırmayalım da ne olursa olsun’ . Her iki taraf da, umut vermiyor. Demokrasi adına, insanlık adına, bireyler adına.

İleride Türkiye Cumhuriyeti diye bir şey kalırsa, bu yüzyılı cumhuriyetin orta çağı diye anlatırlar.

,

Comments

Leave a comment