Bugünün soruları:
İçine dönük(introvert) bir insan mıyım yoksa dışa dönük(extrovert) biri miyim? Neye göre böyle olduğumu düşünüyorum?
Cinselliğim hakkında ne düşünüyorum?
Birinci sorudan bahsedelim. İçe dönük ve dışa dönüp karakter tiplerinin analizi ile ilgili internette birçok test mevcut. 16personalities sitesi de bunlardan biri. Buradan da kendinizi test edip, karakter tipiniz hakkında bilgi alabilirsiniz. Fakat bu testler elbette %100 öylesiniz anlamına gelmiyor. Daha çok genel karakteriniz üzerine bilgi veriyor.
En önemlisi sizin kendinizi nasıl gördünüğünüz ve nasıl görmek istediğiniz. Bunun için de, testlere yüklenmek yerine, oturup kendi üzerinizde düşünmeniz gerekiyor.
Diğer önemli nokta ise bu iki ana karater tipinin birbirinin alternatifi olmadığını, birinin diğerinden üstün olmadığını bilmeniz. Günümüz dünyasında sürekli sosyal olmak, kendini göstermek, etkinlikten etkinliğe koşmak iyi bir şey gibi gösterilirken; kendi halinde olmak, sessiz olmak, haftasonlarını evde geçirmek, sosyal etkinliklere ara ara katılmak, kendi başına vakit geçirmek olumsuz bir şey gibi gösteriliyor. Özellikle lise çağlarında başlayan bu algı, iş hayatında da devam ediyor. Dışa dönük olmak başarı kriteri gibi gösteriliyor. Televizyonlar, reklamlar, filmler, diziler hepsinde benzer algı ön plana çıkıyor. Halbuki; Elon Musk, Mark Zuckerberg, Bill Gates, Albert Einstein, Warren Buffet, Abraham Lincoln, Mahatma Gahndi gibi kitlelerin imrenerek baktığı birçok başarılı ve ünlü isim içine dönük isimler. Hepsinin ortak özelliği ise kendilerini tanımaları ve karakterlerini avantaja çevirmeleri. İyi dinleyici olmaları, analiz etmeleri ve düşüncelerini ön plana çıkarmaları.
İkinci soruya gelirsek; cinselliğiniz hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu soru önemli çünkü cinsellik, kişisel kimliğinizin merkezini oluşturuyor. Cinselliği, yok saymanız, kendinize verdiğiniz değer kadar, duygularınızın dışa vurumunu da etkiliyor. Zihinsel dengenizi de zarar veriyor. Bunu Freudiyan bir tanım olarak söylemiyorum.
Cinselliğin fiziksel olduğu kadar zihinsel faydası da bir hayli fazla. Zaten siz istemeseniz de, vücudunuz cinselliği istiyor. Cinselliği baskılamanın toplumsal sonuçlarına ise zaten aşinasınızdır.
Cinsellik, tıpki egzersiz yapmak gibi stresi ve anksiyeteyi azaltıyor. Mutluluk hormonu salgılamanıza, rahatlamanıza yardımcı oluyor. Buun dışında bir insanla maksimum şekilde yakınlaşmanızı ve buna bağlı olarak güven duygusunun artımını, samimiyeti, ilişkideki sevgiyi artırıyor. Aynı zamanda karşı tarafla duygusal bir birlik kurmanızı, karşılıklı anlayışı, isteği, empatiyi artırarak; gelişmemiş karakterin sonucu olan psikolojik savunma mekanizmasını kırmanıza yardımcı oluyor ve özgüveninizi artırıyor. Depresyon ve yalnızlık hissini de yok ediyor. Duygularınızı daha sağlıklı dışa vurmanıza da yardımcı oluyor.
Elbette bu kadar olumlu sonuç kendiliğinden olmuyor. Her şeyde olduğu gibi, cinsellikte de, kendinizi tanımalısınız. Durumunuzun, isteklerinizin, cinselliğe bakış açısınızın farkında olmalısınız ki, ilişkinizi sağlam temeller üzerine kurabilin. Bu farkındalığın sonucu olarak da, günlük yaşamınızda yere sağlam basabilin.
Kısaca toparlarsak, bu kadar uyarıcının, dikkat dağıtıcı öğelerin ve hareketin olduğu dünyada savrulmamanın tek yolu kendinizi iyi tanımanız. Kendi karakterinizi iyi bilmeniz ve buna göre hayatınızı değerlendirmeniz önemli. Cinsellik ise, ilk soru ile alakasız gözükse de, aslında tam tersine tamamen bağlantılı çünkü birçok davranışın sebebi bastırılmış cinsellik olabilir ya da tam tersine yaşadığınız cinsel sorunların, kaygıların temelinde karakterinize ters hareket etmeniz yatabilir. Aynı şekilde birbiriyle bağlantılı bu iki konu cinsellik ve karakter, hayata bakışınızı değiştirebilir. Kişiliğinizi, farkındalıkla ortaya koymanız; kendinize verdiğiniz değeri artırmanıza, kendinize güvenmenize ve doğru tercihleri yapmanıza yardımcı olacaktır.

Leave a comment