Önceki yazida rutinlerden dogan degisim istedigi ve degisim icin, yeni bir baslangic icin yapilmasi gereken maddelerden bahsetmistik. Bunlar kendini tanimak, adim atmak, inanmak ve kararli olmak, sorgulamak,beklentiyi düsürmek, kabullenmek, gercekci olmak ve sabirli olmakti. Simdi ise ayni sekilde devam edip, biraz da somut olrak neler yapilir üzerinde duracagim.
Rutinler, aliskanliklar bir cesit hayatta kalma refleksi ve en güvenli yol oldugu icin bir süre sonra sikicilasiyor. Cocukken hayattan daha cok keyif alma sebebimiz de buydu. Her sey bizim icin yeniydi, sürekli ögrenme halindeydik. Beynimiz daha aktifti, cevreyi daha az kafamiza takiyorduk. Bu hem günün daha uzun gecmesini sagliyordu cünkü bos düsünceler ile zaman gecirmiyorduk hem de daha cok memnuniyet sagliyordu cünkü hayat basitti. Bunu büyüyünce de yapabiliriz.
SAGLIK ve SPOR
Yine bir klise. ‘Her seyin basi saglik’ Her ne kadar subjektif bir konu olsa da, saglikli bir kalp, düzgün yeme aliskanligi diye tanimlayabiliriz. %90 sekerden, fast food ve hazir gidalardan uzak duruyorsaniz, saglikli besleniyorsunuz diyebiliriz.
Hareket edin. Haftada bir kere ile olsa spor salonuna gidin. Gidemiyorsaniz, disari cikin yürüyün, yatmadan önce sinav, mekik cekin, daha az araba ve asansör kullanmaya calisin. Kocaman bicepsleriniz, karninizda baklavalariniz olmak zorunda degil ama hem kalp sagligi icin, hem stresi azaltmak, hem de kafanizi rahatlatmak icin spor ve saglikli beslenme onemli.
Mümkünse bir spor dali belirleyin ve düzenli olarak onunla ugrasin.
PARA
Parayi lidyalilar, sömürüyü Ingilizler ve tüketimi amerikalilar buldu. Para onemli bir konu, cünkü para olmayinca sagliktan, sosyal yasama her sey etkileniyor. O yüzden bütcenizi iyi analiz edin, sinirlarinizi bilin. Tasarruf yapmaktan, hayat tarzinizi paraniza göre sekillendirmekten korkmayin. Ne kadar varsa o kadar harcayin. Olmayan parayla sov yapmayin, sonra mutsuz olursunuz.
Belki hali hazirda beraber oldugunuz kisilerin farkli düsünecek. Belki yapmak istedikleriniz, gecirmek istediginiz degisim cevrenizdeki hatta bulundugunuz toplumdaki genel tavirdan farkli olacak. Her gün, her hafta kafelerde, barlarda, sahillerde oturmak zorunda degilsiniz. Herkes gibi bir aile kurmak, araba almak, ev almak zorunda da degilsiniz. Dünyayi gezmek, kiyafet almak zorunda da degilsiniz. Siz kimseniz, O’sunuz. Unutmayin:
“Degersiz insanlar sadece yemek ve icmek icin yasarlar, degerli insanlar ise sadece yasamak icin yer ve icerler.” Socrates
PLAN
Birinci yazida, kendini bilmekten bahsetmistik. Hayatimizin, beklentilerimizle kiyasini yapip, isteklerimizi ortaya koyduktan, kalibrasyonu bitirdikten sonra adim atmadan önce bir plana sahip olmaliyiz. Bir yandan rutinden kurtulmaya calisacagiz ama diger yandan da rutinin odaklanmak icin sart oldugunu da unutmamaliyiz.
Bu plan bence maksimum 3 ay olmali. Neden 3 ay? Cünkü bir seyleri degistirmek icin yeterli. 3 aydan fazlasi ise ayni istekle takip etmek icin oldukca uzun. Yine bir rutine dönüstürüp, vazgecme ya da sikilma riskimiz var. Ayrica daha uzun plan büyük beklenti, daha büyük beklenti ise daha büyük hayal kirikligi demek.
‘’Benim için küçük, insanlık için dev bir adım’’ N. Armstrong.
Aslinda Armstrong kismen yanlisti, insanlik icin de sadece bir adimdi.
Beyaz yakali tabiri ile ‘agile’ olabilmeliyiz. Yani 3 ayda bir planimizi kontrol etmeli, gerekirse üzerinde degisikler ve ayarlamalar yapmaliyiz ki, hem degisime devam edilebilsin hem de zamanla degisen isteklerimize uygun olsun.
SABAH RUTINI
Kendinize sabah rutinleri belirleyin. Ornegin, alarmi ertelemeyin, onun yerine su icin. Sabah su ictiginizde hem sindirim sisteminiz, hem de beyininiz calismaya baslayacaktir. Sinav cekin ya da kisa yürüyüse cikin. Böylece kaslariniz da güne hazir hale gelecek, daha fazla kan pompalanacak ve enerjiniz artacak. Dilerseniz 10–15 dk kitap okuyun.Genelde okumaya vakit yok diyoruz. Sabah kalkildiginda 10 dk bile hic yoktan iyidir.
Bu rutinleri kendi isteklerinize göre belirleyin. Kendinizle barisik olun, rutinler size hizmet etsin. Zorla yapilmasin. (Tabii ki, bir aliskanligi edinmek icin önce bir süre cabalamak gerekiyor. ) Ve de bir kac rutin belirleyin. MEsela 3 cesit rutin listeniz olsun sikildikca iclerinden secersiniz.

MÜKEMMEL GÜN
Mükemmel bir gün nasil olur üzerinde düsünün. Gerekirse maddeler seklinde yazin. Sizi memnun etmeyen seyleri ve nelerin memnun edecegini alt alta yazin ve görün. Bunun üzerinde düsünün.
Yazmak önemli cünkü insan beyni internet tarayicilar gibi calisiyor. Düsünceler, sekmeler seklinde diziliyor ve eger bu sekmeleri kapatmazsaniz, islemciniz isiniyor, gerginlesiyorsunuz. Bilgisarin yavaslamasi gibi, siz de yavasliyor ve islem yapamiyorsunuz.
SOSYAL CEVRE
Uyusturucu, sigara, alkol vs gibi bagimliliklari olanlara önerilen ilk sey, ayni zamanda da son sey sosyal cevreyi degistirmeleri. Cünkü sosyal cevre bizi istesek de istemesek de icine ceker. Fiziksel dünyayla, ic dünyamiz birbirine baglanir, cagrisim yapar. Her ne kadar cocuklukta oldugu gibi kolaylikla arkadas edinilmez diye düsünsek de, degisimin en önemli noktalarindan bir tanesi de, kendimize yeni bir cevre kurmak. Duruma göre eski cevrenizden kopmaniz da gerekebilir. Size zarar verdigini, enerjinizi sömürdügünü, heyecanlariniza ortak olmayan, degisiminize saygi duymayan, ayak uyduruamayan insanlari hayatinizdan cikarin. Hicbir seyin degisilmez olmadigini unutmayin.
Yeni bir sey ögreniyorsaniz, onunla ilgili topluluklara katilin, o aktiviteyi yapan insanlarla tanisin. Bu hem motivasyonunuzu artiracak, hem de yeni, ilginc insanlar tanima firsati verecektir. Spora gidiyorsaniz, oranin müdavimleriyle muhabbete girin, sagliklari icin neler yapiyorlar tartisin.
SAGLIKLI ILISKI
Cevrenizdeki insanlarla saglikli iliskiler kurmaya calisin. Gün icinde daha fazla gülümseyin, daha cok göz temasi kurun, daha samimi olun. Esinizle, dostunuzla, cocugunuzla daha cok konusun, daha cok paylasin.
Bekarsaniz da, sikayet etmeyi birakin, baglanamiyorum, param yok gibi sacma savunmalari gecin ve düzenli bir iliski bulmaya calisin. Para elbette önemli ama her sey demek degil. Randevuya ciktiginiz kisiyi etkilemeye calismak yerine tanimaya calisin. Lüks bir lokantaya götürmek yerine, ufak bir yürüyüse, kücük bir piknige de gidebilirsiniz.
Sevgili ya da arkadas, her ne ariyorsaniz begenilmeyi beklemeyin, begenilmek icin sekilden sekile girmeyin, baskasini oynamayin. Daha samimi, daha dogru iliski kurmak icin kendiniz olun. Ne istediginizi bilin ve ne ariyorsaniz onun pesinden gidin.
Kisacasi, insanlara baglanin. Yüzeysel, samimiyetsiz yüz kisi yerine iyi iletisim kurdugunuzbir kisi sizi daha mutlu edecektir.
SÜKÜR!
Sükretmenin yanlis anlasildigi bir toplumdayiz. Aslinda olayin özü hem dinsel anlamda, hem kisisel anlamda kücük seylerden mutlu olabilmek. Zaman zaman basit seyleri düsünün. Ornegin, kafe iciyorsaniz, kahvenin tadini hissedin, bu tadi aliyor olmaktan, kahvenin bu tadi veriyor olmasindan dolayi minettar olun. Tuvalet kagidi kullandiginizda, buna ulasabildiginiz icin sevinin, saciniz dokulmuyorsa genlerinize tesekkür edin, dökülüyorsa size ayri bir hava katacagi icin memnun olun. 5 duyunuzla hissettikleriniz üzerinde o an düsünün ve memnuniyet duyun.
Bu tip basit düsünceler size ani yasatacak, anlik motivasyonunuzu yükseltecek, gelecek kaygilarinizi, endiselerinizi, hayallerinizi ya da gecmis hesaplasmalarinizi bir an icin yok edecek.
SABIRLI OL!
Daha öncede belirttik, basari ‘bottom-up’ bir sürec. Yani asagidan yukariya, kücük parcalarin birlesip, büyük bir sistem ortaya kurdugu bir sürec. Genelde basarili oldugumuzda süreci unutuyoruz. Halbuki, sürec basarinin ana kriteri, asil bizi tatmin eden, hayati en iyi ozetleyen kisim. O yüzden sabirli olun. Gerekirse günlük tutun, albüm yapin. Her gecen gün degistiginizi goreceksiniz.
SÜRPRIZ!!!!!!!!
Sürprizlere acik olun. Belki gecirmek istediginiz degisimin sonucu istediginiz gibi olmayacak. Belki kötü, belki iyi olacak. Hayati güzel hale getiren de bu belirsizlik degil mi?
Istediginize ulasamiyorsaniz sebebi yine sizsiniz. Nerede hata yaptiginizi düsünün. Basarsaniz bile nasil farkli yapabilirdim, nasil daha iyi olabilirdi diye düsünün. Süreci gözünüzün önüne getirin. Karsiniza cikan iyi ya da kötü sürprizler sizi etkilemesin, hepsini tecrübe olarak ele alin.

DIL, RESIM, MUZIK ve DANS OGRENIN
Farkli diller, farkli mantiga, farkli bakis acisina sahip. Her ne kadar dil, düsüncelerimizi, fikirlerimizi özgürce ortaya koyabilecegimiz en iyi arac olsa da, bizleri kelimelerle, belli bir düsünce sistemiyle sinirlandiran bilinci körelten bir arac.
Dil cografyaya göre, yasam stillerine göre sekil degistiren bir arac. Bu nedenle ogrenilen her yeni bir dil, daha farkli düsünmenizi, bircok seyi daha genis gormenizi, daha iyi anlamanizi saglayacak.
Dil bir yerden sonra yetersiz kalacak. O noktada ise resim isin icine giriyor. Anlatamadiginiz bircok seyi resmedebilirsiniz. Bir resim dilin anlatabilecegindn cok daha fazlasini icerebilir. Yeteneksiz olabilirsiniz ama deneyin. Onemli olan nasil cizdiginiz, ne cizdiginizden cok, cizme eylemine girismeniz, beyninizin kullanmadiginiz baska bir bölgesini kullanmaniz.
Müzik ögrenin. Cünkü muzik de, beyninizin farkli yerlerini calistiracak, koordinasyonunuzu guclendirecek, Sabrinizi da artiracak. Cünkü once bir nota basarken, bir süre sonra sesleri ve müzigi ortaya cikardiginizda, ogrenmenin ne demek oldugunu, degisimin nasil oldugunu goreceksiniz. Ayni dil de oldugu gibi farkli müziklerle, farkli duygulara bürünecek, farkli düsüncelere gecis yapacaksiniz.
Dans… Dans duygularimizi tüm vücudumuz ile, muzigi hissederek kendimizi ifade ettigimiz bir arac. Bir dansi kurallari ile ogrenmek sizin istediginiz gibi dans etmenizi engellemeyecek. Aksine muzikle daha iyi bir uyum yakalamanizi saglayacak. YIne ayni sekilde o dansin kültürünü anlamaniza, vücudunuzu daha iyi koordine etmenize, beyninizin sizin üzerinizde daha iyi bir kontrol saglamasina yardimci olacak. Aynen sizin kendi hayatinizin kontrolünü almak istemeniz gibi.. Dans ile, kontrolün sizde oldugunu daha iyi hissedeceksiniz. Sevmeseniz de, beceremiyor bile olsaniz deneyin. Her seyin pratikle, kararlilikla, istek ve tekrar ile mümkün olacagini göreceksiniz.
Kisacasi, kültür ve sanatla, hem duyularinizi, hem de ruhunuzu besleyeceksiniz.
MERAKLI OLUN, OKUYUN!
Antik dönem filozoflarinin da, dinlerin de, bilge kisilerin de soyledigi ayni sey OKUYUN, OGRENIN!
Sona yazdik ama en önemli madde belki de. Bazen politik sebeplerden, bazen kisisel sebeplerden bazen günlük tecrübelerden dolayi insanlari ‘CAHIL’ diye siniflandirirken, kendimizin de, bir konuda tamamen cahil oldugunu unutmayin. Aktif olarak ogrenin. Insanlari dinleyin, empati yapin, üzerinde düsünün. Okumak demek sadee kitabin basinda harfleri, kelimeleri, düsünceleri okumak degil onlar üzerinde düsünmek ve bilgiyi sürecten gecirmek, islemek, özümsemek aslinda. Sadece okuyarak gercekten bilgi sahibi olabilir, yeni düsüncelere dalabilir ve mevcut düsüncenizi degerlendirebilirsiniz.
Her seyin bu akdar kolay ulasilabilir oldugu dönemde okumayarak, eseklik etmeyin, cahil kalmayin. Gördügünüzü, duydugunuzu arastirin. Yoksa etrafinizdan kolayca etkilenir ve hayatinizin iplerini hicbir zaman elinize alamazsiniz. Sadece manipule olur, cahil diye sucladiklariniz gibi cahilce kendi dünyanizda sikisip kalirsiniz.
AYNI SEYLERI TEKRAR TEKRAR YAPMAYIN
Ayni seyleri tekrar tekrar sadece ögrenmek icin, aliskanlik kazanmak icin yapin. Rutinler daha önce söyledigimiz gibi odaklanmayi saglar fakat hayatin rutine girmesi tam tersine zamanin daha hizli akmasina ve mutsuzluga neden olur. Yine daha once belirttigimiz gibi cocukken her sey bizim icin yeniydi ve sürekli bu yeniliklerle mücadele ediyorduk. O nedenle de, hayat daha dolu dolu ve yavas geciyor gibi geliyordu.
“Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.” A.Einstein
Delilik ve aptallik. Ayni seyleri yapip mutlu olmayi beklemek de, bu sinifta. Farkli seyler deneyin. Yukarida bahsettigimiz gibi yeni bilgiler, yeni yetenekler, yeni ilgiler edinin. Yilda bir kere de olsa, farkli bir yere gezmeye gidin. Hic yapmam diyeceginiz seyleri deneyin.
GÜC BENDE ARTIK!
Isteyince her seyi basarabileceginizi, hayatinizin kontrolünü istediginiz zaman elinize alabileceginizi, isterseniz kendinizi yeniden yaratabileceginizi unutmayin. Son olarak:
MAY THE FORCE BE WITH YOU!

Leave a comment