Sozde yerel secim yapildi. O kadar yereldi ki, ulkenin cumhurbaskani sehir sehir gezdi neden kendi partisine oy verilmesi gerektigini anlatti. Anlatirken de, yine bu ulkenin muhalefetini ‘terorist’ ilan etmekten geri kalmadi. ‘Beka’ sorunu dedi. Sanirim anlam itibari ise kendisinin bekasindan bahsetti yani olene kadar yonetmekten.
Televizyonlar, gazeteler de her gun bu sozleri manset yapti. Belki komsunuz, belki akrabaniz olan adaylari terorist, hain vs diye okudunuz. Ne o adaylar ne de digerleri, kimse yerel sorunlardan, taleplerden bahsetmedi. Her yerde hukumet icraatlari anlatildi ya da tam tersi hukumetin politikalari elestirildi.
Daha once ingiltere, amerika, fransa, almanya secimlerini izlemistim. Genel secimleri. Parti temsilcileri, adaylar ya da yoneticiler programa cikar, her bir sorun kalem kalem anlatilir ve bu temsilciler kendi partilerinin bu sorunu hangi yolla cozecegini anlatirdi. Hemen hemen her partinin gundemi ayniydi, Problemler hepsi icin ayniydi. Biz de ise bir partinin sorun olarak gordugunu obur parti gormuyor. Sorun olsa bile duymamazliktan geliyor. Yetmiyor 30 yil oncesiyle kiyasliyor..
Tum bunlar da halkin da sucu var. Neden mi? Halk demokrasiyi bilmiyor. Halk demokrasideki rolunu bilmiyor. Sorumluluk almiyor, almak da istemiyor. Bu da yoneticilerin isine geliyor cunku onlar icin secilmek, daha fazla para kazanmak anlamina geliyor. Halbuki, gonul isterdi ki, okulun onune yaya gecidi yapilsin, isik koyulsunu tartisalim. Yuruyus yollarini, disarida oturma alanlarini, cevre temizligini, yesil alanlari, cocuklarin top oynayabilecegi, kitap okuyabilecegi, spor yapabilecekleri alanlari talep edelim. Sehirleri dijitallestirme trendine sokmayi, bircok seyi kolaylastirmayi, elektrikli scooterlari, trafige kapali alanlari, alternatif ulasimi tartisalim. Sanat sokaklari talep edelim. Kisisel ilgimize gore kendimizi gelistirebilecegimiz belediye kurslarini, sanati, sanatimizi sergileyebilecegimiz alanlari talep edelim. Daha cok amator imkanlar olsun, daha cok iletisim ve sosyallik olsun. Yasadigimiz sehir kaderimiz, eksikligimiz olmasin.
Demokrasiye katildiginizi dusunsenize. Yani basiniza yapilacak insaatin izni size sorularak veriliyor, bir anda cocuklugunuzda oynadiginiz alanlar yok olmuyor, Mahalleniz toz toprak ve betona bogulmuyor. Bisiklet yoluyla kesintisiz istediginiz yere gidebiliyorsunuz, is cikisinda arkadaslarinizla cimlerin uzerined oturabiliyor, guneslenebiliyorsunuz. Hem teknolojik olarak, hem besin olarak sehir kendi kendine yetebiliyor.…Sehir kendi icin calisiyor… Disariya ciktiginizda araba ihtiyaci duymuyorsunuz, park derdi olmuyor.. Bir konuda kendinizi gelistirmek istediginizde, sehri terk etmeniz gerekmiyor.. Yasadiginiz yerin size yetmedigini dusunmuyorsunuz, cunku biliyorsunuz ki, imkanlar ve bu imkanlarin kalitesi her yerde hemen hemen ayni..
Hayal gibi geliyor ama aslinda hicbiri hayal degil. Dogru talepler, iyi niyet ve dogru sistemle kisa surede olabilecek seyler. Karsilikli anlayisla, dogru isleyen bir demokrasi ile hemen yapilabilecek seyler. Kavgalarimizdan, ideolojik saplantilarimizdan, kendi kendimize cekismelerimizden kurtuldugumuzda aninda olabilecek seyler….Yeter ki, degisim isteyelim.


Leave a comment