23 Nisan

Önce müsamere hazırlıkları olurdu. Okula gidilmezdi, saçma şarkılarla komik hareketler öğrenilirdi.

006

Yeni arkadaşlıklar edinilirdi, çünkü o yaşlarda arkadaş olmak için bir kelime, bir cümle yeterdi Nerede okuyorsun? -şurada. Tamam artık arkadaştık. Kısacası keyifli geçerdi. Biraz heyecanla birlikte, farklı duygular vardı. Artık bir aylık çalışmanın ürününü toplama zamanı gelmişti. Seyirciler vardı, devlet büyükleri vardı, çok büyükler.. Aile izlerdi, seyirciler arasında anne, baba ya da bir tanıdık görülünce mutlu olunurdu. Müsamere sonrasında da fotoğraflar çekilir, dondurma yemeye gidilir ya da ailece başka bir yere. Akşamında da fotoğraflara bakılırdı. Televizyonda gösteri izlenirdi. O saçma hareketleriin hep birlikte hareket edince ne kadar etkileyici olduğunu görünce gözler açılır, şaşkınlık gizlenemezdi. Bunların dışında makamlara geçen çocuklar da televiyondan takip edilirdi. Hayaller kurulurdu. Koca koca adamların makamdaki çocuğa saygıları, onlarla konuşma şekilleri hayranlıkla izlenirdi. Bir gün bile olsa çocuklara tanınan bir ayrıcalıktı. Çocukların dikkate alındığını, önemli olduğunu görmek yüzümüzü güldürürdü. Akşam olup yatıldığında ise geçirilen günün heyecanı dışında bir düşünce daha belirirdi, Atatürk ne baba bir adamdı!

Aradan yıllar geçince bayramın Ulusal Egemenlik tarafı daha ağır basar, Çocuk tarafı etkisini azaltır derken hiç de öyle olmadı. Hayal ettiğimiz gibi hayat büyüdükçe basitleşmedi, aksine karmaşıklaştı. Bunu anladığım andan itibaren bayram çocuksu saflığı, basitliği, masumiyeti hatırlatan bayram oldu. Yılda bir gün bile olsa içimizdeki çocuğu hatırlatan bayram oldu. Eskisinden daha anlamlı hale geldi. Atatürk ne büyük adammış. O çocuğu hiç kaybetmemiş, hayallerin ölmesine izin vermemiş.

B.

Ataturk--un-Cocuk-Sevgisi_c8ae6
,

Comments

Leave a comment